Tutkusuz aşklar...
Kısa süreli bir ayrılığın ardından tekrar sizlerle olma keyfini yaşarken bir yandan da konuma giriş yapmak istiyorum. Ve şunu da belirtmeliyim ki yeni içeriklerle, yeni yazılarla sizlerle birlikte olmayı çok özledim...
Şöyle bir başlangıç yapalım, aşk nedir sorusuna şimdiye kadar hiç kimse ya tam anlamıyla cevap verememiştir ya da herkes farklı bakış açılarıyla bu konuya değinmiştir. Benim de aşka olan bakış açım şu; İnsan bu duyguyu hissedince beyninin bir süreliğine kullanım dışı olduğu ve karşı tarafın tüm kusurlarını örterek ona tutulmasıdır aşk... Zamanla beyin kendini toparladığında bu kusurlar dert olmaya başlar ve aşk biter o da ayrı bir mesele... Eğer aşkınız karşılıksızsa yani günümüzdeki tabiri ile (Platonik)'se o zaman bittiğinizin resmidir. Karakterinde inatçılık olmayan birisi bile inat edip aşkını elde edene kadar peşinden koşar bu da saplantı haline gelir. Aşık olduktan sonra herkes hayaller kurar. Zamanla işler kötüye gidip ayrılık söz konusu olunca kişi büyük hayal kırıklığına uğrar. Ayrılma konusuna gelmişken aşk bağımlılığı etkisini tamamen yitirdiğinde, normal düşünmeye başlanır. Her şeyin farkına varıldığında da geride bıraktığınız ilişkiyi gözden geçirdiğinizde, sağşıklı olarak düşündüğünüzde sizde bir çok uyumsuzluk olduğunun farkına varacaksınız.
Aşık olmak güzeldir, fakat gelecek görebiliyorsanız eğer her şey olumsuz gidiyorsa ve hayalleriniz yoksa bu yazdıklarımı yaşamanız muhtemel...
Küçük not;
İnsanlar arasında popülerleşmiş düşüncenin aksine kadınlar, erkeklerden daha çabuk ve kesin aşık olurlar...
0 yorum: